Beyaz tüylü kedilerin karakterleri nasıldır? Beyaz ev kedileri var mıdır? beyaz kedi cinsleri hakkında genel bilgi arıyorsanız, buyurun içeri…

Tıpkı insanlarda cilt rengini belirleyici pek çok hormon ve kalıtsal faktörün rol oynaması gibi, hayvanların da tüy ve göz renklerindeki farklılığın sebebi aynıdır. Herkeste doğal olarak bulunan melalin başta olmak üzere ten ve tüy rengine koyuluk ya da açıklık veren kandaki bileşikler bunu yapar. İnsan dışı canlıları dikkate aldığımızda, kedilerin yüksek oranda bu çeşitliliğe sahip olduğunu belirtmek gerekir. On binlerce kedi ve on binlerin de kat be kat üzerindeki tüy rengi ve deseni, minik patilerde toplanmıştır.

Beyaz Kedi Cinsleri

Her kedinin rengi çok güzel olsa da, beyaz kedilerin güzelliği bir başka oluyor 😻 Kedilerin göz rengi, tüy rengi, dış görünüşü ve hareketleri bile genetiğine bağladır. Beyaz tüylü kedilerin genetiği o kadar kuvvetli ki; hepsi gerçekten de hem zeki, hem de tatlı oluyorlar. Bugün kedi severler için beyaz kedi cinslerini araştırdık ve işledik.

1. Van Kedisi: En Beyaz Kedi Cinsi

Van Kedisi: En Beyaz Kedi Cinsi
Van Kedisi: En Beyaz Kedi Cinsi

Efsanelere bile konu olmuş Van Kedileri Anadolu’nun bağrında doğmuş ve varlıklarını burada sürdürüp, bugün bile Van’ın simgesel bir özelliği olarak herkes tarafından bilinen bir değer hâline gelmiştir. Çok eski kedi türlerinden olmasına rağmen uzun seneler kadri kıymeti bilinmemiş olacak ki, 1970 yılında ufaktan fark edilmeye başlanmışlardır.

İlgi çekici gözleri ve Hz. Nuh’un gemisinde de var olduğu iddia edilen bir kedi olarak Van Kedisi, kendi tarihi içinde kediler arasında o denli kıdemlidir. 1988 yılında tüm dünyada neredeyse tamamen tanınıp rağbet gören bir kedi haline gelen Van Kedisi; birçok kurum ve derneğe kaydının gerçekleşmesi sonucu, ülkemizde de kendine mühim bir yer edinmiştir.

Van Kedisi‘nin, orta boy, yumuşak kıvrımlı kulakları vebeyaz ince tüylerle kaplıdır. Aşkla şevkle izleyeceğiniz, övgüler dizmekten usanmayacağınız muhteşem hizalı ve oval gözleri, en bilinen özellikleridir. Çoğunlukla iki gözünün de aynı renkte olması pek rastlanan bir durum olmasa da, doğru gen aktarımları sayesinde çift renk göz hastalığı yaşamayan afacanlar da mevcuttur; genel olarak Van kedilerinde rastlanan göz rengi ise, bir göz yeşil ya da kehribar, diğeri ise mavi olmak üzere kendini göstermektedir.

Cam gibi net bir görünüme sahip olan ve birbirini tamamlayan bu iki rengin uyumu, herkesi kendine hayran bırakır. Pembemsi renk geçişleri sadece ağız ve burun bölgesine özgü olmamakla beraber, kulak bölgelerine kadar yer yer görülebilmektedir. Van Kedisi, herkesin bildiği gibi küçük burun ebatlarına sahiptir. Dolgun çene yapısı, burun kısmının olduğundan daha küçük görünmesine sebep olur.

Van Kedisi’nin orta uzunluktaki pırıl pırıl ve kar gibi beyaz tüyleri dillere destandır. Türün tüm üyelerinde beyaz tüylü kedi cinsi olarak bilinir. Çok çabuk ev yaşantısına adapte olan, kendini sevdiren ve bulunduğu ortama kısa sürede alışan kediler arasında başı çekerler.

Uslu, sahibine fazlaca düşkün ve azıcık da miskin olmasından dolayı Van Kedisi, evde asayişi bozmayan bir arkadaştır. Küçük bir detay vermek gerekirse; bu sevimli dostlarımız arabayla taşınmaktan çok rahatsız olurlar.

Hazır hobi ve fobilerinden konu açılmışken; serin yerde kalmayı seven, suyla oynamaya bayılan ve akan musluktan su içmeyi en vazgeçilmez zevki olarak deneyimleyen bir yapıya sahiplerdir. İlgi görmeyi sevdiklerinden, yoğun bir çalışma hayatına sahipseniz, bu sevimli patilerin evde oyun arkadaşları olmadan mutsuz hissetme olasılıklarının yüksek olduğunu unutmamalısınız.

2. Ankara Kedisi: Beyaz Tüylü Kedi

Ankara Kedisi
Ankara Kedisi

16. Yüzyıldan bu yana soylu tarihiyle pek çok döneme tanıklık etmiş Ankara Kedisi, Avrupa’da da oldukça popüler kedi türlerinden biridir. Ankaralı olsa da ilk uzun tüylü kedilerin atası olması nedeniyle her alanda otoritesini konuşturup, kendisini çok iyi noktalara taşımıştır.

Hep söyleriz, Ankara Kedisi ile Van kedisi beyaz tüylü olmalarından dolayı sıkça birbirleriyle karıştırılır. Fakat Ankara Kedisi daha uzun yapılıdır. Bacakları, kulakları, gövdesi, boynu pek çok kediye göre ortalamanın üstünde bir uzunlukta ve zarifliktedir. Gözleri bazen Van Kedisi gibi iki ayrı renk kombinasyonunda görülebilir. Ancak daha ziyade mavi göze sahip oldukları hemen herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Uzun ve katman katman sıraya dizilmiş tüyleri çok kalın telli sayılmaz. Fakat öylesine yumuşaktır ki onu okşarken bir ipeğe dokunuyormuşsunuz hissine kapılırsınız.

Enerji patlaması yaşayan ama bu patlamayı sadece oyunla atan bir fırlama olan Ankara Kedisi, kesinlikle yaramazlık yapmaya ya da etrafa zarar vermeye meyilli değildir. Çünkü hırçın çıkışları asla yoktur. Her zaman nerede ne yapması gerektiğini bilir ve dozunda davranışlarıyla dikkat çeker. Bunun dışında da zeki ve eğitilebilir patiler oldukları için rağbet görürler.

Kedi yetiştiricileri, safkan üretim yaparken genetik hastalıkların bir sonraki nesle aktarılmasına engel olamazlar. Ankara Kedilerinin çoğunluğu gen aktarımları sebebiyle duyma problemleriyle karşı karşıyadırlar. Etrafımızda gördüğümüz minik afacanların yaklaşık %4’ünün sağırlık sorunu yaşadığı, bilim adamları tarafından kanıtlanmıştır.

3. Khao Manee

Khao Manee Kedisi
Khao Manee Kedisi

Antik dönemde duvar yazıları ve şiirlere konu olmuş Khao Manee kedisi, çok ender bulunan bir kedi türüdür. Bazı kaynaklar onun “Khao Manee Van Kedisi” olduğundan söz etse de, bunun bir yanılgı olduğunu belirtmek gerekir. Tayland’da tarihi dahi bilinmeyecek kadar uzak yıllarda doğduğu bilinen Khao Manee Kedisi; göz rengi ve tüyleri ile Van Kedisinekesinlikle çok benzer. Ancak ikisi bambaşka türlerdir.

Uzakdoğu’da “şans getiren kedi” olarak anılması, onun göz renginin efsunlu olduğunun düşünülmesinden kaynaklanır. Dönemin hiçbir kedisine benzemeyişi, muhtemelen o devirde yaşayan insanların Khao Manee Kedisini bu yüzden kutsal kabul etmelerini sağlamış olmalıdır.

Bu türün çok az sayıda bulunması, günümüzde aşırı pahalı olmasının da en büyük sebebidir. Zaten yaşadığı zaman dilimlerinde ve yerleşim yerlerinde sıradan evlerde değil de sıklıkla Kraliyet saraylarında bulunmaları onların değerine değer katmış bir unsurdur. Ancak 1900 yılında Amerika’ya ithalatı yapıldıktan sonra tükenme riskiyle karşı karşıya kalan soyları, kedi yetiştiricilerinin geliştirdiği üreme programı sayesinde artmış ve dünya çapında tanınmaları hız kazanmıştır.

Pembemsi ve orta boylu kulakları olan Khao Manee Kedisi, daha kulaklarından itibaren Van kedisi ve Ankara kedisini taklit etmeye başlar. Gözlerinin biri sarı-yeşil ya da kehribar olan dostumuzun diğer gözü buz mavisi rengindedir. Çok canlı renklerde olmayan Khao Manee Kedisi’nin göz rengi, pastel tonlarıyla dinlendirici bir his uyandırır.

Öne doğru çıkıntılı üçgen yüz hattı ve çenesi, mağrur bir görüntüye sahip olmasını sağlar. Kaslı bacak ve omuz genişliğiyle orta boy kedi sınıfında yer alan Khao Manee Kedisi, minik patileriyle de şirin bir yavrucaktır. Kuyruğunun çok uzun olmaması, boyunu da daha kısa bir hale getirir. Ama bu tıfıl halleri onu daha da sevimli kılar. Uzun, gür ve yumuşacık tüyleriyle beyazdan başka bir tüy rengindeona rastlamanız imkansızdır. Khao Manee Kedileri safkan oldukları için, tek tüy rengi ile donatılmışlardır.

Khao Manee Kedisi oldukça dilbazdır; miyavlamaları hiç bitmez. Ama bu sesler sizi asla rahatsız edecek düzeyde değildir. Daha çok bir armoni neşesinde icra ettiği bu sanata dahil olursunuz. Bunun harika bir deneyim olduğuna emin olabilirsiniz! Aynı zamanda zeka seviyesinin de yüksek olması onu kolay eğitilebilen pratik bir akıl küpü yapıyor. İnsan ilişkileri mükemmel olan can dostumuz bir miktar çapkın olabilir. Çünkü herkesin gönlünü kısa zamanda kazanır. Etrafında bulunanlara nezaketle ve sevecenlikle yaklaşarak mavi boncuk dağıtmakta ustadır 😻

4. Colorpoint Shorthair

Colorpoint Shorthair Kedisi
Colorpoint Shorthair Kedisi

Colorpoint ShorthairAmerican ShorthairSiyam Kedisi ve Habeş Kedisi gibi kedi türlerinin genleri kullanılarak, kedi yetiştiricileri tarafından uzun seneleri alan çalışmaların sonucunda ortaya çıkan bir cinstir. Tüm bu değişik bir cins ortaya koyma çabasının meyve vermesi, yani Colorpoint Shorthair kedilerinin doğması 1940 yılına uzanıyor.

Hem siması hem de genleri Siyam Kedisi’nden gelen bir ırk olduğunu gösterse de, yıllar geçtikçe her yeni nesil Colorpoint Shorthair Kedileri, Siyam Kedisi’nden gelen genlerini kaybederek dünyaya merhaba diyor. Buna rağmen çoğunlukta olan kedi kuruluşları bu arkadaşımızı Siyam Kedisi’nin bir dalı olarak baz almaya devam edip, ayrı bir ırk statüsü vermekten ısrarla kaçınıyorlar. Fakat elbette türü farklı bir grup olarak kabul edip bu şekilde kategorize eden kedi dernekleri de yok değil.

Tekir tüy form ve renklerinin görüldüğü Colorpoint Shorthair, aslında 16 renk tonuna kadar değişkenlik gösterebilir. Beyaz-ten rengi, krem-gri gibi renklerdeki tüyleri en sık rastlanan renkleri. Kısacık ama sık sık olduğu gözlemlenen tüyleri ince bedenlerini sımsıkı sarmış durumdadır. Fazlasıyla büyük ve yana doğru açılan/ genişleyen kulakları yüzlerinin daha da küçük görünmesine neden olur.

Mavi ya da ela olan çekik ama geniş gözleri, dikkat kesilmenizi sağlayan hipnotik etkidedir. Her ne kadar kafaları küçük bir üçgen suretine bürünmüşse de, uzun bacakları ve dolgun gövdesi onu minyon bir kedi olmaktan alıkoyar. Sağlam duruşlu bacaklarıyla çok hızlı koştuğundan emin olabilirsiniz. Yüz, kulak ve kuyruklarında görünen kahverengi geniş alan lekelenmesi, Siyam Kedilerinden aldıkları mirasın neticesidir.

İnsanlarla her an iletişim kurmak isteyen sevgi pıtırcığı biriciğimiz tam bir gevezedir. Zira istediği ilgiyi ona derhal büyük bir aşkla sunmazsanız, dur durak bilmeyen miyavlamalarının ardı arkası kesilmez 😹 Tabii ki uzun süren miyavlamalar da insanı rahatsız edip yorabilir. İşte bu gibi tatlı tacizlere maruz kalmak istemezseniz; Colorpoint Kedisini hep sevin, çok sevin.Ayrıca bacaklarının da şahitliğiyle anlamalısınız ki, şahane birer avcıdırlar. Bu duygularını da bastırmaları çok zordur. O yüzden minik evcil hayvanlarla aynı evi paylaşmaları kesinlikle önerilmez.

5. Balinese

Balinese Kedisi
Balinese Kedisi

1. Dünya Savaşı’nda, Amerika’da pek çok eyaletlerde ortaya çıktıkları ve uzun zamanlar boyunca savaşın etkileri nedeniyle oradan oraya savruldukları bilinen Balinese Kedileri çok geç fark edilen bir türdür. Onların masumiyetinin de dahil olduğu savaşlardan yaralar almaları gerçekten çok acı. Gerçi savaştan hangi varlık ya da hangi insanî olgu zarar görmez ki, bu da ayrı bir konu!

İsminde “Bali” kelimesi geçse de Bali ile uzaktan yakından alakaları yoktur. Balinese Kedileri isimlerini; Bali’li dansçıların zarif danslarından dolayı almışlardır. En az bir dansçı zarafetinde olan Balinese Kedileri, büyüleyici güzelliktedirler. Çok çok kadim kedi ırklarından türemelerine rağmen yeni bir tür tanımını ancak 1970 yılında alabilmeleri insanı cidden şaşırtıyor.

Hipoalerjenik kediler olarak tercih edilen Balinese, kabarık, pofuduk ve 3 katmandan oluşan, orta uzunlukta tüylere sahiptir. Tüm Balinese Kedileri krem ya da beyaz tüylü kedi olarak doğarlar. Ancak yaklaşık 1 aylık olduklarında renkleri farklılaşıp daha koyu tonlara doğru geçiş yapar. Tüy rengi genel olarak krem ya da kırık beyazda kalan Balinese, bu halini muhafaza etmiş olsa da, kulak, burun, pati, bacaklarının yarısı ve kuyrukları Siyam Kedileri gibi çikolata rengine döner.

Tamamen tekir renkli olanları da göze çarpabiliyor, ancak çok nadir olarak. Yumuk yumuk gözleri mavinin çeşitli tonlarında bir renk senfonisini gönüllere meşkle yerleştiriyor. Balinese Kedilerinin selvi boylu olduklarını söylememiz mümkün. Bu görüntülerine katkı sağlamada, bacak ve kuyruk boylarının uzunluğunu da yabana atamayız.

Tatlı tatlı oyunlar oynamaya bayılan, çocuklarla ve bebeklerle de harika iletişim kuran , her şeyle ve herkesle gayet iyi anlaşan Balinese, özellikle canınızın sıkkın ya da yüzünüzün düşük olduğunu fark ederse size olan sevgisini göstermekten çekinmez. Siz onun aktardığı bu saf duyguyla bir dünya derdi sırtlayacak gücü kendinizde bulursunuz. Bu durumda, Balinese Kedilerinin; akıllı, dikkatli, son derece vefalı ve duygusal kediler olduğunu anlarsınız.

Bonus: Japanese Bobtail: Kuyruğu Kıvrık Kedi

Japon Kıvrık Kuyruk Kedisi
Japon Kıvrık Kuyruk Kedisi

Mutasyon sonucu hastalıklı doğduğu düşünülen Japon Kıvrık Kuyruk Kedisi, ilk olarak 1908 yılında Amerika’da ortaya çıkmıştır. Ancak rivayet odur ki, Amerika’ya Japonya’dan getirilmiştir. Fakat Japanese Bobtail ne amaçla getirilmiş ve sonrasında neden yüzlerine dahi bakılmayıp adeta yok muamelesi yapılmış, bunu anlamak zor. Ki zaten hiçbir sebep bu muameleyi reva kılmaz. Neredeyse 1997’li yıllara kadar itibar görmemiş Japanese Bobtail; bu tarihlerde ancak yeni bir isim ve cins olma hakkına sahip olabiliyor.

Aslında yuvarlak sevimli bir yüz çevresine sahip olan Japon Kıvrık Kuyruk Kedisi, çenesinin büyük ve çıkıntılı olmasından dolayı üçgen bir suratı varmış gibi görünüyor. Geniş ama normal orantıdaki kulakları, gözlerinin şahaneliğinden fark edilmiyor bile. Bal rengi ya da kahverengi tonlarındaki göz renkleri mistik bir oluşum hissi veriyor. Fakat kıvrık bir kuyruğa sahip olduğu için ancak 5 cm uzunluğunda görünür.

Ayrıca genelde bembeyaz ve gür tüyleriyle, kalın telli bir ayı postunu andırırlar. Japanese Bobtail, boyun ve sırtını incelediğimizde, koyu tonlardaki siyah ve sarı büyük mürekkep lekelerini andıran renkleriyle ünlü bir kedidir. Uzun bacaklı, uzun gövdeli olmasına karşın minicik kuyruğu, onun bir başka niteliğidir. Esasen 10 cm boyunda tüylerle kaplı kuyruğu, kıvrık olduğu için yarı yarıya küçülmüş gibi görünüp, uzaktan bakışla 5 cm civarı hesaplanır.

Japon Kıvrık Kedisi’nin pek fazla sosyal olduğunu söyleyemeyiz. Zira özgür ruhlu asi dostumuz daha çok meraklı bir gezgin havasında sürekli dolanıp oynar ve evi karıştırırsa, değmeyin keyfine 😹


Evrendeki en sadık ve biricik dostlarımızdan olan kedilerin kendilerine has özelliklerini belki saymakla bitiremeyiz. Fakat bildiğimiz ve resmi araştırmalarla birlikte kedilere olan yakınlığımız sayesinde edindiğimiz tecrübeler ışığında bu yazımda size beyaz tüy yumaklarını tanıttım.

Her nasıl olursa olsun hepsi de canımızın birer parçası ve en kıymetlimiz. Unutmayın; onlara katıksız ve yoğun sevgiden daha güzel verilebilecek bir değer yok. Eğer beyaz tüylü kedilere siz de örnek vermek ya da soru sormak isterseniz, paylaşımlarınızı yorum kısmında bekliyor olacağım 😊

25 yaşındayım, yönetici asistanlığı dışında kalan zamanlarımda Miyavliyo yazarlığı yapıyor ve çocuklarım ile ilgileniyorum. Golden cinsi bir oğlum ve bir çift kediciğim var. Evimde baktığım çocuklarımın dışında, sokaktaki meleklere de annelik yapmaya çalışıyorum. Miyavliyo takipçilerinin, patili dostlarımızın hayatlarına küçük/büyük herhangi bir dokunuşuna katkıda bulunmaktan çok mutluyum. Hayat, onlarla sevgiyi paylaştıkça anlamlı ❤

How about writing a comment?

Comments were made on "5 Beyaz Kedi Cinsi".
  • Hülya

    Bende beyaz kedi var yavru ama cinsini bilemedim henüz kuyruğu fare kuyruğu gibi karın ve yüz kısımları tüyleri neredeyse çok az kulaklar büyük yüzü üçgen bembeyaz oynamayı çok seviyor

  • Mimar

    Gerçekten güzel kedi bende çok beğeniyorum