Evde yalnız kalabilen kedi cinsleri, tek başına kalmaktan yana problemi olmayan ve yanlılıktan pek de sıkılmayan kedileri bu yazımızda sıraladık.
Sonsuz bir şefkat hissiyle bakımını ve ihtiyaçlarını karşıladığınız kedinizin, size duygusal bir dönüt olarak bağlanması kaçınılmazdır. Bu çoğu zaman hoşumuza giden bir durumdur. Masum ve şuuru sınırlı bir kapasitede olan bir melek tarafından sevilmek, huzur duygularını iliklerimize kadar yaşamamızı sağlar. Ama tabii bir de gündelik hayatın meşgale ve mecburiyetleri var. Belki çalışıyorsunuz, belki kısa süreli bir yolculuk yapmanız gerekiyor ve işte büyük problem. Kediniz bu durumda ne yapacak? çünkü kedilerin çoğu yalnız kalmaktan hoşlanmazlar.
Esasen basit olan bir işi dahi yapmaz hale gelirler. Normalde mamasını önüne koyarsınız ve yer. Ancak maması hazırda bekliyor olsa da, eğer siz evde ya da yanında yoksanız kediniz yemeğe dönüp bakmaz bile. Bir de tam aksine evde yalnız kalabilen, bunu dert edinmeyen, ufak çaplı yaşamsal ihtiyaçlarını bile halledip günü kurtarabilen kedi türleri azınlık da olsa mevcuttur.
Evde Yalnız Kalabilen Kedi Cinsleri
Kedi sahiplenmeden önce kendi yaşantınızı ve işlerinizi düşünmelisiniz. Yoğun bir hayatınız varsa ve işten/okuldan geç saatlerde dönüyorsanız, bu durum kediniz için sıkıntı olacaktır. Sahibinden yeterince ilgi ve sevgi alamayan kedilerde; davranış bozukluğu, depresyon, agresif tavırlar ve strese bağlı hastalıklar görülebilir.
Her kedi cinsi farklı olduğu için bazı kediler için evde yalnız kalması sorun değildir. Hatta aksine siz yoksunuz diye sevinir ve kafasını dinlemek için iyi bir fırsat olduğunu düşünür 😹 Yoğun iş/okul günlerinize rağmen yine de kedi sahiplenmek istiyorsanız, evde yalnız kalabilen kedi türünü tercih etmelisiniz. Gelin hep beraber, evde yalnız kalmayı seven 5 kedi cinsini öğrenelim.
1. Van Kedisi: Evde Yalnız Kalabilen Kedi Cinsi
Çok eski kedi türlerinden olan Van Kedisi, Anadolu toprağının tabiatına uygun bir fıtrat sergiler. Van Gölü civarında ilk defa görülmüş olduğu söylenir. 1950’li yıllarda ünü Türkiye’yi aşarak dünyanın dört bir köşesinde tanınmış bir kedi türü olmuştur. Hareketli, cevval ve sevilmekten son derece haz duyan Van Kedisi, ilgi görmeyi seviyor olsa da sırnaşık ya da sürekli alaka bekleyen bir tavır göstermez. Elbette hemen hemen her kedi gibi okşanmak, sevildiğini hissetmek onu iyi hissettirir.
Öyle yüksek bir zeka ve kavrayışa sahiplerdir ki; siz olmadan da yapabildikleri kadarıyla kendi gereksinimlerini tedarik edebilirler. Yemek seçmezler, meyve ve sebze dahil gıda sınıfına giren her şeyi yemek isterler. Her şeyden yeme potansiyellerini göz önünde tutarak siz sakın onları bu şekilde beslemeyin. Çünkü istedikleri bazı yiyecekler, Van Kedileri ve aslında tüm kediler için son derece zararlı olabilir. Şekerli gıdaları buna örnek gösterebiliriz.
Van’ın bir sembolü ve tescillenmiş bir markası olarak ününe ün eklemiş olan Van Kedisi; bembeyaz tüyleri ile anılır. Harika tüyleri ipek gibi bir dokuda ve temiz bir görünümdedir. Kulak içleri, burnunun ucu ve ağız çizgisi tatlı bir pembe renkte olur. İri ve ışıl ışıl bakan gözler mavi ya da yeşil renklere haizdir. Tabii iki göz rengini de aynı olması muhtemelse de, aynı zamanda bir gözü mavi bir gözü yeşil olmak üzere rastlayabileceğimiz Van kedileri daha çoktur. Çoğunluğu olmasa da, Van Kedilerinin çift renk göz olanlarının %3 oranında sağırlık sorunu yaşamaları gerçeğini göz ardı etmenizi önermiyorum.
2. Ankara Kedisi
Türkiye sınırlarını aşmış, aranan bir kedi olan Ankara Kedisi, nam-ı diğer “Angora Kedisi”, Van Kedisiyle sıkça karıştırılan bir kedi ırkıdır. Tipik benzerlikleri vardır ancak net bir şekilde farklılık olarak ittihaz edebileceğimiz özellikleri de yok değildir. Hatta “Uzun tüylü kedilerin atası” olarak uğrunda betimlemeler yapılmıştır. Ankara Kedisi fazlasıyla iş bitirici bir kedi türüdür; yani zahmetsizdir ve sizi hiçbir konuda üzüp yormaz. Fakat uzun tüylerinin bakımının tafsilatını göz ardı etmemek gerekir. Bu kadarcık bakım teferruatı da çok değil ama canım 😸
Tempolu ortamların ilgi çekici karakteri olduğunu söylesek hiç de cüretkarlık yapmış olmayız. Zira bu bir gerçek. Hareketli oyunlar onun için yaşama sebebidir. Onunla konuşulması, bir şeyler anlatılması ve komutlar vererek eğitimlere tâbi tutmanız dahil aktif olan her icraate bayılır. Eğer bulunduğu yerde aşırı yüksek ses ya da diğer yüksek uyarıcı etkenler yoksa; yabancı misafirlerinizle dahi son derece sevecen ve nezaketli ikili ilişkiler kurar.
Diğer evcil hayvanlar ve bebekler de onun göz bebeğidir. Hem bu denli hareketli bir kedi, hem de böylesi bir merhametli kalbe sahip olması onun mükemmel bir yapıda olduğunu tekrar tekrar fark etmemizi sağlıyor. Elbette sizin varlığınıza her zaman ve pek çok anlamda ihtiyaçları vardır. Ama kısa süreli olarak Ankara Kedisi’ni yalnız bırakırsanız hiçbir sorun yaşamazsınız. O başının çaresine bakar ve bunu da hiç sıkıntı yapmaz.
Narin ama sağlam hatlardan şekillenmiş olan bedeni ve tüylerinin boyu uzundur. Uzun tüylerinin rengi sarı-beyaz gibi kombinelerden oluşur. Kuyruğu da tüm bu uzunluklara inat edercesine çok uzun, ucu dışa doğru kıvrılmış ve bol tüylüdür. Çakmak çakmak bakan şahane gözleri Van kedilerininkiyle aynı renklerdedir.
3. American Bobtail
Bir Tekir Kedi ile vaşağın çiftleşmesi sonucu dünyaya gelen American bobtail, ilk defa 1960 yılında Amerika’da görülmeye başlanmıştır. Tabii ki bu bir efsane, çünkü resmi ve bilimsel analiz sonuçları olarak böyle bir kabule şayan durum yok. Daha akla yakın olan olasılık ise, bir Tekir Kedi ile Siyam Kedisi’nin evlatları olması yönünde.
American Bobtail Kedileri; epeyce farklı, hatta bambaşka nitelik ve donanıma sahip olduklarından fazlaca ilgi uyandırırlar. İnanılmaz eğlenceli ve dur durak bilmeksizin her aktivitede bulunan, hoplamaya ve zıplamaya doyamayan bir arkadaşımızla karşı karşıyasınız. Atılgan bir yaratılış refleksi bulunan minik dostumuz, boyundan büyük işleri pek de kusursuz biçimde halledebilir.
Örneğin çekmeceleri açmak, kapıları açıp kapatmak ve hatta biraz daha ileri gidersen kavanoz/ kutu kapaklarını açıp kapatmaya kadar gidebilecek aykırılıkları mevzu bahis olabilir. Elbette bu özellikleri aynı zamanda hamarat olduğunun da bir göstergesi. Hayat dolu bir kedinin size verebileceği yegane şey, hiç şüphesiz konforlu bir hayat olmalı. Herkesle iyi anlaşan, yedi düvelle barışık American bobtail yalnızlıkla ilgili de dertleri tasaları kesinlikle olmayan kedi cinslerindendir.
Geniş ve dolgun yüzü, tombik görünmesinin belki de tek sebebi. American Bobtail tam bir tüy yumağıdır. Kulakları dahil vücutlarının tamamı uzun ve kahverengi/sarımtrak tüylerle kaplıdır. Kısa gövdesi, gövdesine nazaran daha da kısa olan bacaklarıyla mini minnacık bir bebektir. Bebek demem boşuna değil. Zira American Bobtail Kedilerinin gelişim ve büyümeleri de normale göre daha yavaştır.
Tüylerine ek olarak standardın da altındaki bir kısalıkta olan kuyrukları sanki özellikle kısaltılmış gibidir. Ama tabi ki böyle bir durum söz konusu dahi olamaz. Tamamen genetik mutasyonların etkisiyle kısa kuyruklu bir kedi olan American Bobtail Kedisi; mavi veya yeşil gözleri ile sizi mest etmeye talip.
4. Mavi Rus Kedisi
Günümüzde reklamlarda ve medya sektöründe de sıklıkla estetik görsel katkılarından istifade edilen Mavi Rus Kedisi, adından da anlaşılabileceği gibi, Rusya kökenlidir. 2. Dünya savaşı sonrasında Amerika’ya getirilmeleri onların şöhretlerinin patlaması noktasında bir mihenk taşı olmuştur.Mavi Rus Kedileri, titiz ve tertipli olmalarıyla dikkat çekerler. Ciddi bir akıl ve hafıza göstergesi olan yemeklerini aynı saatte yemek istemelerinin yanı sıra, bir de alıştıkları aynı kaplardan yeme istekleri ağızları açık bırakacak türden. Evet, düzenine ve alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı, hatta belki de bağımlı demek daha doğru olacaktır.
Bıdık şirinler, her şartta zorluk çıkarmadan efendi bir şekilde yollarına devam ederler. Evde ya da odada uzun saatler tek başına olmasında da hiçbir beis ve sıkıntı yoktur. Kendini her zaman oyalamayı becerebilir olması büyük bir şansınız olacaktır. Yemek yeme, tuvalet gibi bireysel konularında hassas olmalarının dışında çok fazla tüy dökme ya da başka şahsi problemleri olmadığı için, bakımı kolay kedilerdir. Herkesi kucaklayan sevecen tutumlarına bayılırsınız ve onun bu hallerini izlemeye doyamazsınız.
Hemen her şeyle mükemmel bir iletişim kurabilen Mavi Rus Kedisi; tabi ki en çok sahibine düşkündür. Sahibine aşık olmuş derecede bağlı, şefkatli ve vefalı olan can dostumuz son derece de uysaldır. Onun yumuşak dokunuşları, sizin onu sevdiğiniz gibi sizi sevmeye çalışması, üzerinizde kesinlikle bir terapi ve masaj etkisi oluşturacaktır.
Mavi Rus Kedisi’nin, orta yapılı gövdesi ve uzun bacakları vardır. Ortalama 4 kg ağırlığında olmalarını tahmin etmeniz hiç de zor değildir. Çünkü ince uzun arkadaşımızın kasları ve kemikleri tamamen belirgindir zaten. Dik kulakları suratının üstünde bir anten gibi görünür. Yuvarlak iri gözleri çoğu zaman gri ya da yeşil renklidir. Sık sık dizilmiş ama kısa sayılan tüylerden oluşan postu, gri ve bazen de mavimsi renk tonlarında olduğu gözlemlenir.
5. Chinchilla
Chinchilla Kedi, İran Kedisine olan aşırı benzerliğiyle odak noktası haline gelse de, tamamen farklı bir tür olduğu tespit edilip onaylanmıştır. İlk olarak 1888 yılında bir kedi şampiyonasında sergilenerek yepyeni bir kedi cinsi olarak adından söz ettirmeye başlamıştır. Ülkelere göre farklılık gösteren isimlerde anılır. Avrupa ve Amerika’da halen; “Gölgeli İran Kedisi” ya da “Gümüş İran Kedisi” olarak kabul görmüş ve ismi öyle de kalmıştır. Atasının Ankara Kedisi olduğu düşünülen Chinchilla Kedi; muhteşem ötesi bir güzelliğe sahiptir.
Zaten ısırmalık ve yemelik kıvamdaki yüzüne bakınca, iç dünyasıyla ilgili şekillenen fikirleriniz size doğruyu gösterecektir Tıpkı tatlı görünümleri gibi, huyları da şeker mi şekerdir. Dost canlısı, herkesi ve her şeyi çok seven, hayatla barışık bir moral depolayıcı olan kedi türünü tanımaktasınız şu an. Ele avuca sığmaz afacan bir fırlama olsa da, Chinchilla Kedisi sevildiği ve okşandığı zamanlarda deyimde olduğu gibi ”süt dökmüş kedi” modunda olur.
Kıpırtısız, öylece kendinden geçmiş ve halinden memnun bir şekilde gevşemeye devam edip uykuya geçiş bile yapabilir. Tüm ihtiyaçları aksatılmadığı müddetçe yalnız kalması mümkündür. Evde bir başına kalınca derbeder olup çıkmaz. Ya da hırçın bir hale bürünüp yalnızlıktan dem vurmaz. Chinchilla Kedisinin, duruma ve ortama kolayca adapte olabilmek gibi harika bir yönü vardır.
Uzun tüylü bir tür olan Chinchilla Kedisi, kabarık ve dolgun kürküyle inanılmaz havalı görünüyor. Tabii basık ve yuvarlak kafası, bu havasını biraz söndürüp ona bal gibi bir poz katıyor. Tüyleri her renkte görülebiliyorken; genel olarak beyaz-kahverengi, kahverengi-sarı gibi renklerde olanları daha rastlanabilir Chinchilla Kedilerinden oluyor. Orta boy kulakları, iri kehribar ya da maviye çalan göz renkleri küçük ağız ve burun şekli ile, iddia ediyoruz ki en göze hitap eden pofuduk köşe süsünüz Chinchilla Kedisi olacaktır.
Bir başına vakit geçirmek ile sorunları olmayan kediler sizler için büyük konfor ve kolaylık sağlasa da, onların birer kedi olduğunu asla unutmamalısınız. Genel bir açıklama yapacak olursak; yetişkin kedilerin 15 saate kadar yalnız idare edebileceklerini söylemek mümkün. Eğer mamasını, suyunu ve diğer ritüel haline gelmiş ihtiyaçlarını hazır edip yanlarına bıraktıysanız pek bir sorun olacağını sanmıyorum. Ama nasılsa yalnız takılabiliyor deyip kendi haline bırakıp, üstüne üstlük uzun saatler boyu aciz bir halde adeta terk ederseniz, bu minik dostlarımıza çok yazık edersiniz. Çünkü onlar masum oldukları kadar kendi gereksinimlerini karşılayamayacak kadar da bize muhtaçlıkları ortada olan varlıklar.
Ayrıca diyelim ki her şeyi hazırlayıp bıraktınız, Yine de günler boyunca ya da onlarca saat içerisinde tek kalmalarına göz yummanız büyük acımasızlık olur. Zira nasılsa bensiz de yapabiliyor gibi düşünseniz de yalnızlıktan bunalıp, üzüntü ve stres yapan yavrucaklar depresyona girebilir. Kedi depresyonundan ne olacak canım demeyin sakın.
Üzgünüm ki, kediler depresif haller sergilemeye başladıktan sonra kolayca bu buhrandan çıkamıyorlar. Çok yönlü bir zarar içerisine düşmeye meyil vermeden, ipin ucunu kaçıracak saatlerde kedilerinizi yapayalnız kalmaya mahkum etmeyin. Onlar pek çok şeyden daha önemli ve öncelikli öyle değil mi?
Siz kedinizi evde yalnız bırakıyor musunuz? ya da kediniz sizi uzun süre göremeyince nasıl tepki veriyor? yorumlarınızı bekliyor olacağım 😻