İçindekiler Hayvan Hakları Koruma Günü Nedir? Hayvan Hakları Nelerdir? Hayvan Hakları Koruma Günü’nde Neler Yapabiliriz? Himaye-i Hayvanat Cemiyeti Dünyada Hayvanların Durumu Türkiye’de Hayvan Hakları Türkiye’de Hayvan Hakları İhlalleri Bugün 4 Ekim Hayvan Hakları Koruma Günü. Bu yazımızda sizlere Hayvan Hakları Koruma Günü nedir, hayvan hakları nelerdir ve Hayvan Hakları Koruma Günü nasıl ve ne zaman […]
Bugün 4 Ekim Hayvan Hakları Koruma Günü. Bu yazımızda sizlere Hayvan Hakları Koruma Günü nedir, hayvan hakları nelerdir ve Hayvan Hakları Koruma Günü nasıl ve ne zaman ortaya çıkmıştır bunlardan bahsedeceğiz. Lafı daha fazla uzatmadan Hayvan Hakları Koruma Günü nedir bununla başlayalım.
Hayvan Hakları Koruma Günü Nedir?
1920’li yıllarda ortaya çıktığı bilinen Hayvan Hakları Koruma Günü, kaçak hayvan ticari, kaçak avcılık, hayvanlara uygulanan şiddet vb. gibi durumlar için hayvan haklarını savunmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Bir söylentiye göre Hayvan Hakları Koruma Günü’nün 4 Ekim tarihinde olmasının nedeni hayvanlarla konuşulduğu dilden dile dolaşan ‘ekolojinin koruyucu azizi’ olarak bilinen bir Katolik olan Fransiskan cemaatinin kurucu olan Assisili Francesco’nun ölüm yıl dönümü 4 Ekim olduğu için böyle önemli bir tarihe Assisili Francesco’nun hayatının son gününün seçmişlerdir. Yine bir söylentiye göre Assisili Francesco yaşamını yitirdikten sonra hayvanlarla konuşan ve onları anlayan başka kimse olmadığı için hayvan haklarını bir kanunla koruma gereği duyulmuştur.
Hayvan Hakları Nelerdir?
24 Haziran 2004 yılında kabul edilen kanun olan Hayvanları Koruma Konunu hem doğal yaşamını sürdüren hem de insanların evcil olarak besledikleri hayvanlar için geçerlidir. Örneğin bu kanun çerçevesinde Pitbull Terrier ve Japanese Tosa gibi çevresine tehlike arz eden hayvanların sahiplenilmesi, üretilmesi ve satılması tamamen yasaktır. Oldukça geniş kapsamlı ve çok sayıda maddeler içeren kanunu detaylı incelemek isterseniz; “5199 sayılı yasa” adı altından bakabilirsiniz.
Hayvan Hakları Koruma Günü’nde Neler Yapabiliriz?
Ülkemizde hatta dünyanın neredeyse her yerinde hayvanlara gerekli saygı ve sevgi gösterilmemektedir. Bu yazımızı okumakta olan sizin gibi duyarlı ve hayvan haklarına saygı duyan insanların yapması gerekenler ilk olarak bugünü kutlamamalıdır. Çünkü Hayvan Hakları Koruma Günü bir anma günü gibidir ve kutlanılmaması gereken bir gündür. Bugünün sizin için özel olduğunu belirtmek istiyorsanız bugünü anarak başlamalısınız.
Eğer Hayvan Hakları Koruma Günü için bir şeyler yapmak istiyorsanız topluluk halinde yürüyüş yapabilir, sosyal medya hesaplarınızdan günün anlam ve önemini bildiren metinler yayınlayabilirsiniz. Sadece bugün değil yaşadığımız süre boyunca belirli aralıklarla bugünü hatırlamalı ve hayvan haklarını yılda bir kez değil sürekli olarak korumalıyız. Çevrenizde zarar görmüş veya görmekte olan hayvanlar varsa ilk olarak polisi daha sonra ilgili kurumları arayarak durum ile ilgilenmelerine yardımcı olabilirsiniz. Bu çerçeve altında Türkiye’deki hayvan haklarını koruma amacı güden ilk dernek olan Himaye-i Hayvanat Cemiyeti’ni örnek olarak siz de evinizde çöpe atılan ekmek ve yemek artıklarını atmamalı ve başta çevrenizde bulunan sokak hayvanlarına daha sonra ise hayvan barınaklarını ziyaret ederek hayvanların beslenmesine yardımcı olabilirsiniz. Unutmayın her canlı aynı hak ve özgürlüklere sahiptir ve beslenme, barınma gibi temek ihtiyaçların giderilmesine yardımcı olunmalıdır. Şimdi biraz da Türkiye’deki hayvan haklarını koruma amacı güden ilk dernek olan Himaye-i Hayvanat Cemiyeti’nden bahsedelim.
Himaye-i Hayvanat Cemiyeti
4 Ekim 1912 yılında İstanbul’da kurulmuş olan Himaye-i Hayvanat Cemiyeti şehir sokaklarında başı bol olarak gezen hayvanlarla ilgilenmek amacıyla kurulmuştur. Cemiyetin kurulma amacı hayvan hakları koruma örgütü olarak faaliyet göstermektir. Bu amaç doğrultusunda sokak hayvanlarının uyumaları için belirli yerlere saman sermekte, yuva yapmakta ve sırf sokak hayvanlarına verilmek üzere et satışı yapan seyyar satıcılardan et alınmaktadır. Özellikle Türkmenlerin Osmanlı içerisine yerleşmeleri ile birlikte mevcut hayvan sayısı artmıştır ve tarih kitaplarına bakıldığında sokaklarda 15-20’li gruplar halinde sokak köpeklerin gezdiği bilinmektedir. Sokak hayvanlarının bu artışı ile birlikte İngiliz yazar Dorina Neave’nin Boğaz İçi’nde Yirmi Altı Yıl adlı eserinde semt sakinlerinin sandalcılara büyük miktar para ödeyerek sokak hayvanlarının karşı kıyıya bırakılmalarını istemektedir. Yine kitapta yer alan bilgilere göre karşı kıyı sakinleri de 2 katı ücret ödeyerek sokak hayvanlarının geri gönderilmesini sağlamışlardır.
Osmanlı Devleti’nin bu konu ile ilgili kararlarından ilki sayıları 50 bini aşan sokak hayvanlarının sandallarla Hayırsızada olarak ün salan Sivriada’ya binlerce köpeğin götürülmesi olmuştur. Sivriada’ya bırakılan köpeklere daha sonra hiçbir yardım yapılmamış ve köpekleri orada açlığa terk etmişlerdir. Hatta söylentilere göre köpekler açlıktan birbirlerini yemişler ve ulumaları karşıki kıyılara kadar ulaşmıştır. İşte Himaye-i Hayvana Cemiyeti bu ve buna benzer hayvan katliamlarının önüne geçmek amacıyla kurulmuştur. Dernek başarıya ulaşmış ve daha sonra herhangi bir hayvan taşımacılığı vb. gibi durumlar gündeme gelmemiştir. Himaye-i Hayvanat Cemiyeti Osmanlı halkı ile sokak hayvanlarının bakış açısını değiştirmiş ve hayvanların o tarihten itibaren gördükleri zulümleri azaltmıştır.
Dünyada Hayvanların Durumu
Her ne kadar hayan hakları koruma derneklerinin sayısı oldukça fazla olsa da hayvanlara yeteri kadar saygı ve sevgi gösterilmemektedir. Bunlara örnek olarak kaçak avcılık, kaçak hayvan satışı, hayvanlara uygulanan şiddetlerdir. Her geçen artan bu faktörlerin önüne geçmek için ise caydırıcı cezalar hala verilmemektedir. Özellikle para cezası insanları vazgeçirmemekte ve parası olan her şeyi yapar ayrıcalığı tanımaktadır. Dünyada bulunan hayvanları tam anlamıyla korumak için uygulanan yaptırımların artması ve şiddetlenmesi gerekmektedir. Bu ve buna benzer önlemler alınmadığı sürece nesli tükenmeye yakın olan hayvanların nesli tükenecek ve bu kategoriye daha fazla hayvan türü girecektir.
Türkiye’de Hayvan Hakları
Türkiye’de hayvan hakları yasalar altında korunmaktadır. Fakat tıpkı yukarıda yer alan “Dünyada Hayvanların Durumu” başlığında yer aldığı gibi caydırıcı bir yaptırım uygulanmadığı için maalesef ülkemizde hayvan hakları yeteri kadar korunamamaktadır. Bu konu üstünden çeşitli eylemler, yürüyüşler, imza kampanyaları yürütülse de tam anlamıyla bir sonuç alınamamaktadır. Bu çerçeve doğrultusunda hayvan dernekleri hala çeşitli faaliyetler yürütmekte ve Hayvan Hakları Yasası içerisinde yer alan yaptırımların arttırılması doğrultusunda çabalamaktadır.
Türkiye’de Hayvan Hakları İhlalleri
Yazımızın belki de en can alıcı noktaların birisi olan Türkiye’de hayvan hakları ihlallerini burada tek tek saymalı mıyız yoksa kısaca değinip geçmeli miyiz oldukça düşündük. Bunun sebebi ülkemizde her geçen gün hayvan hakları ihlalleri haberlere yansımakta ve sadece bununla kalmayıp haberlere yansımayan kısımları da yer almaktadır. Hayvanlara uygulanan şiddet, taciz, aşırı üremeye maruz bırakma, barınma ihtiyacı ihlali, beslenme ihtiyacı ihlali, yaşama hakkı ihlali Türkiye’de hayvan hakları ihlallerinden bazılarıdır. Siz de çevrenizde bu ve bunlara benzer hayvan hakları ihlallerine maruz kalan canlılar görüyorsanız ilk olarak polisi aramalı ve şikayetçi olmalısınız. Hayvanlar insanlarla iletişim kuramadıkları için onların haklarını aramak bize düşmekte ve bu konu yaşadığımız son günlerde oldukça önem kazanmaktadır. Eğer daha fazla hayvan hakları ihlali görmek istiyorsanız haber kanallarını Youtube sayfalarında yer alan haberlere bakabilir ve insanların ne kadar acımasız ne kadar saygısız ne kadar mide bulandırıcı bir hale geldiğini gözlerinizle görebilirisiniz.
Yazımızı sonlandırmadan önce 4 Ekim Hayvan Hakları Koruma Günü bir kutlama değil anma günüdür. Bugünün ortaya çıkma sebebi hayvan hakları istismarıdır ve böyle bir istismar için ortaya çıkan günler kutlanılmamalı, anılmalıdır. Anılmalı ki hayvanların neden korumaya ihtiyaçlarının olduğu bir kez daha gözler önüne serilmelidir.
Diğer kaynaklar;