Kedinin Hasta Olduğunu Nasıl Anlarız?

Kediler de aynen biz insanlar gibi ağrı yaşayabilirler ve hasta olabilirler. Minik bir soğuk algınlığından tutun da bağışıklık baskılayıcı bir hastalık olan kansere kadar pek çok hastalık onların da başına gelebilir. Bizlerle benzeşen bu durumları için, bizler kadar şanslı olabileceklerini söyleyemeyeceğim. Çünkü biz canımız acıdığında bunu dile getirebiliriz, gerek duyduğunuzda acilen doktora gidip muayene olabilir ve tüm bunları tek başımıza halledebiliriz elbette. Ama diğer bütün hayvanlar gibi kediler de, konuşarak problemlerini anlatamadıkları için tam da bu noktada bize büyük bir görev düşüyor. Bu görev; sessiz meleklerimizin bize verdikleri sinyalleri doğru algılayabilmek.

Kedilerde çok fazla hastalık görülebileceğini ifade etmiştik. Fakat küçük ya da büyük, hayati ya da basit, hastalık ne olursa ilk dikkat etmeniz gereken şey, kedinizin her zamanki halinden farklı olarak ne yaptığı ve ne yapmadığı olmalıdır. En kolay takip ve ilk adım budur. Bazen hastalıkları ciddi ve ileri boyutta seyreden kediler; hastalığa dair hiçbir bariz semptom göstermezken, bazı kediler ise ufak bir üşütmede günlerce kusup yemeyi reddedebilirler. Yani kedinizi çok iyi tanımalısınız ki; onda meydana gelen en ufak farklılığı dahi gözden kaçırmamalısınız.

Kedilerde görülen hastalıkları başka yazılarımıza havale ederek, detaylara girmeden yüzeysel olarak bahsedip, belirtilerini de anlaşılır bir biçimde yazarak sizlere aydınlatıcı bilgiler vermek istiyorum.

kedimin Hasta Olduğunu Nasıl Anlarım?

Kedilerde oluşmuş hemen hemen her hastalıkta, durgunluk, uyku hali ya da iştah kaybı görünmesi çok yaygın semptomlardır. Eşlik eden başka bulgular yoksa ve bu hal bir iki gün sürüp geçtiyse fazla evham yapmanıza gerek yok. Ancak tüm bunların yanında sık sık öğürme ve aşırı bir şekilde kusma varsa hemen veterinere gidip minik afacanı detaylı bir muayeneden geçirmelisiniz. Yuttuğu tüylerden kaynaklı midede tüy yumağı birikmesinden, karın içi iltihaplanmaya kadar çok fazla hastalık bu belirtilerin görülmesine sebep olabilir.

Örneğin kedinizi her zamanki gibi mıncıra mıncıra yoğurarak seviyor, okşuyorsunuz. Ve alışılmışın dışında olarak, karnına her dokunduğunuzda irkiliyor ya da fazlaca rahatsız olduğu için sizi tırmalayıp itiyorsa bu da kedinizde karın ağrısı olduğunu gösterir. Siz bu şekilde sevip karnına dokunmadığınız bir zaman diliminde hayatına normal bir şekilde devam ediyorsa kediniz ağır bir mide- bağırsak hastalığı geçiriyor olabilir. Travma sonrası oluşan bir ağrı, virüs ve bakteri gibi bulaşıcı hastalıkların varlığı, bağırsak parazitleri, böbrek tıkanıklıkları hatta rahim kanseri hastalığının görülmesi bile olasıdır. Bu nedenle; kedilerde karında hassasiyet asla yabana atılmaması gereken bir bulgudur.

O çok uysal, tatlı mı tatlı kediniz eğer bir gün asabi ve aşırı hiperaktif tutumlar sergiliyorsa bilmelisiniz ki bu da bir hastalık göstergesi olabilir. Özellikle tiroid bezlerinin fazla çalışması (hipertiroidizm) gibi durumlarda agresyona eşlik eden fazla yeme, ama buna rağmen kilo kaybı da vardır.

Tıpkı bizler gibi kediler de grip olabilirler. Burunları akar, hapşırırlar ve bu süreci böyle atlatabilirler. Ancak hastalığın direnç gösterip ilerlediği durumlarda; solunum yollarına yerleşen virüs ve bakterilerin neden olmasından dolayı nefes darlığı, öksürük gibi daha baskın belirtiler gözlemlenir.

Kulak enfeksiyonlarında oldukça belirgin rahatsızlıklar vardır. Fakat dikkat etmezseniz bunları bile gözden kaçırabilirsiniz. Kediniz başını sık sık sallıyor ve titretiyorsa, beraberinde kulaklarında şişlik, kızarıklık ve akıntı varsa hiç vakit kaybetmeden bir veterinere başvurmalısınız. Doktorunuz gereken tedaviyi en uygun şekilde başlatacaktır.

Kabızlık, ishal, kusma, mamayı reddetme gibi belirtiler de, bize yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu ifade eder. Hemen hemen her hastalıkta bir ya da birkaç tanesi görülür. Boşaltım sisteminin diğer parçası olan idrar yolları rahatsızlıkları da sevimli patilerde epey ağır seyredebilir. Kedinizin kanlı idrar yapması, idrarını yaparken ve hatta normal bir şekilde yürürken dahi acı acı bağırması, bazı hastalık durumlarında ise kesinlikle idrar zorluğu yaşaması, yani idrarını yapamaması gibi büyük problemler de yaşanabilir. İdrar yolu, mesane ve böbreklerin herhangi bir hastalığından kaynaklı olan bu reaksiyonlar, her birine farklı tedavi oluşturulması gereken hastalıklardan kaynaklıdır.

Bir diğer aleni bir şekilde anlaşılan hastalık göstergesi ise alerjik rahatsızlıklardan kaynaklı deri döküntüleridir. Kedinizin kendini adeta tımarlar gibi sert bir şekilde kaşıması, cildinde yamalaşmaların oluşması, kaşınmaktan tüylerinin dökülmesi ve o bölgelerde kanamaların açık yaraya dönişmesi oldukça ciddiye alınması gereken bir problemdir. Tüm bu sorunlara sebep yediği gıdalardan tutun da pireye, alerjik reaksiyona ve immun sistem hastalıklarına kadar çok fazla durumun sebep teşkil etmesiyle oluşabilir. Buna veterineriniz karar vermeli, teşhisi muayeneden sonra koymalıdır.

Sürekli su içmek istememe, hiç su içmeme, sürekli uyku hali, hiç uyuyamama, aşırı hareketlilik, fazlaca uyuşukluk hali gibi tüm değişimler sizin kedinizi tanıyıp gözlemlemenizle yakalayacağınız hastalıkların uç vermesidir. Dikkatli olup bu yolları izleyip hastalıkların, en başında henüz ilerlemeden tespit edilmesini sağlarsanız tüm tedavi sürecinin olabilecek en kolay ve sorunsuz bir şekilde atlatılmasına olanak sağlayacaktır. Evinizdeki o sevimli, masum ve bir o kadar da sessiz, derdini anlatamayan minik güzelliğe gözünüz gibi bakmak ve her daim uyanık bir şekilde basitçe kontrollerini yapıp takip etmek hiç de zor olmasa gerek. Zira tüm bu ufak dikkat etme kuralları çok zahmetsiz, ama hayat kurtarıcıdır. Unutmayın; biriciğiniz sevgi yumağınızın uzun yıllar boyu sizinle neşe ve sağlık içinde yaşaması için sevginize, şefkatinize olduğu kadar, koruyup kollamanıza ve ilgiyle, dikkatle davranmanıza da çok fazla ihtiyacı var. Eğer bir hastalık tespit edildiyse ve bundan sonraki süreçte onunla nasıl ilgileneceğiniz hakkında bir fikriniz yoksa, sizler için hasta kedinizle nasıl ilgilenebileceğinize dair bir mini rehberim var.

Minik meleğinin rahatsızlıklarını anlarken, ziyaretçilerimin farklı gözleme yöntemleri ya da yazıma ekleyecekleri başka şeyler varsa, yorumlar kısmından bunları bekliyor olacağım. Onlara en konforlu hayatı, ancak el birliğiyle sağlayabiliriz.